Kınama Komedisi

Koza-İpek Holding’e yapılan baskın düpedüz kanunsuzluk ve mafya usulü birinin malına çökme girişimi. İyi de neden istediğinizi doğrudan söylemiyorsunuz? Direkt ‘’ben senin malını istiyorum kardeşim, ya bana kul-köle olacaksın ya  da malını son kuruşuna kadar alırım’’ demiyorsunuz. Gerçi zamanında söylemişsiniz söylemesine de aldığınız cevap biraz “ben sizin bildiğiniz iş adamlarından değilim” gibi olmuş.

Maalesef(!) arada böyleleri de çıkıyor. Herkes size aşık olacak, telefonda yalvar yakar ağlayacak, sus deyince susup konuş deyince konuşacak, bir de nereye kadar konuşayım diye soracak değil elbet. Böyleleri de çıkar bazen. Bunlara da “mert” denir. Diğerlerine ne dendiğini bilmiyorum.

Millete de açık açık söyleyin. Öyle üstü kapalı imaları çoktan geçtik. Bu iş huzur içinde nasıl çözülecek anlatın mesela. Herhalde bu seçim kampanyasında anlatacaksınız. Merakla bekliyoruz.

Bu imaları, baskınları, sürgünleri, tecridleri insanımız anlamıyor. Yalanlarla sürekli boyanan bir perdenin ardında, harikalar diyarında yaşadığını zannediyor. Perdeden yalan boyası silinmeye yüz tuttuğunda yeni yalanlarla orayı takviye ediyorsunuz. Yalan insanın şiarı olunca durmak nedir bilmiyor anlaşılan. Bir de işin tehlikesi var tabii… Yalan boyası akıp, ilüzyon bozulup gerçeğin ucu görünecek olsa göbekten birbirine bağlı olanlar topyekün sürüklenecek.

Türkiye’de bir şekilde insanların gözlerini bağlayabilirsiniz ama o kadar kendinizden geçmişsiniz ki; dünyayı da yalanlarla uyutabileceğinize inanıyorsunuz. Sonra bu inandığınız şeyi gerçekmiş gibi göstererek yine yalan söylüyorsunuz.

Koza İpek Holding baskınından sonra bir kınama komedisidir gidiyor. Dünyanın azıcık demokrasiye inanılan her köşesinde bu yapılanın, insanların özgürlüklerini ellerinden alma girişimi olduğu biliniyor.

Avrupa Birliği zehir zemberek açıklamaları ardı ardına yapıyor, Amerika Birleşik Devletleri’nin dışi