1919-1995-2016
Yıl 1919. Topraklarımızda amansız bir kurtuluş mücadelesi devam etmektedir. Dünyanın dört bir yanındaki müslümanlar çeşitli şekillerde bir araya gelip toplantılar düzenleyerek bu kurtuluş mücadelesine maddi manevi destek olma çabası içerisindedir. Bunlardan biri de Pakistan'ın Lahor kentinde düzenlenmiş, meydana büyük bir kalabalık toplanmıştı.
Hatipler güzel konuşmuş, Hintli Müslümanların dillerindeki dua gözlerindeki yaş ile meydan yek vücut olmuş, kalpler Anadolu'da devam eden kurtuluş mücadelesi için atıyordu.
Kürsü son hatibini bekliyordu, kalabalığın arasından biri kürsüye doğru ilerliyordu. O Pakistan'ın manevi kurucusu, çileli günlerinin şairi Dr Muhammed İkbal idi. Kürsüye geldi, cemaate bir göz gezdirdi, bakışları engindi sanki farklı bir buudda yaşıyordu. Cemaate şöyle seslendi;
- 'Şu anda Resulullah (a.s) karşımda duruyor ve bana, 'İkbal bana ne hediye getirdin' diye soruyor. Ben de Ya Resulallah ben kim size hediye getirmek kim' diyor elimdeki kaseyi çıkararak 'Ya Resulallah sana bir kase kan getirdim. Bu kan Anadolu'da kurtuluş mücadelesi veren Mehmetçiğin kanıdır diye cevap veriyorum' dedi ve sözlerinin sonunu getiremeden olduğu yerde yığılıp kaldı.
O meydanda bulunan fakir ama civanmert kalabalık ellerinde, avuçlarında ne varsa Lahor meydanına bıraktılar.
Gönderecek bir şeyi olmayan bir annenin birkaç aylık bebeğini satarak aldığı parayı getirip vermesi de o günlerin tatlı bir hatırasıdır. (Bebeği alan kişi annenin yaptığı civanmertliği öğrenince bebeğini geri vermiştir)
Yıl 1995. Yaşamayı değil yaşatmayı hayatının gayesi edinen Anadolu insanı dünyanın değişik yerlerine gidip okullar açıp sevgi köprüleri kurduğu gibi, Doktor İkbal'in ve Pakistan halkının tarihteki vefasına bir vefa gereği olarak Pakistan'a gitmiş, orada da okullar açmıştır.
Kısa sürede Pakistan halkı bu fedakar insanlara gönüllerini aç
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

