Siyasal İslam Sudan medeniyetini nasıl bitirdi?

Türkmen Terzi
Yayınlanma Perşembe, Haziran 19 2025
Gazze’de insanlar soykırıma tabi tutulurken, Ruslar Ukrayna’yı bombalarken, İran ve İsrail bütün silahlarını birbirini yok etmek için ateşlerken, unutulan bir savaş var. Mekke ve Medine’nin karşısındaki topraklarda yaşayan esmer insanların ülkesi Sudan.
“Bu savaş sadece silahların savaşı değil, bir halkın onuruna, kimliğine ve geleceğine açılmış topyekûn bir saldırıdır.” Sudanlı diplomat Abdul Muhammed’in bu acı sözleri, Sudan’da yaşanan trajediyi tarif etmek için seçilebilecek en kapsamlı ifadelerden biri.
2023 yılında yeniden patlak veren iç savaş, Hartum’un kalbinde iki generalin, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve ordu komutanı ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) lideri Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti) arasındaki iktidar mücadelesine dönüştü. Her iki isim de Sudan’ı 30 yıl yöneten Ömer El-Beşir döneminin ürünü. Hemedti’nin liderliğini yaptığı HDK, Darfur’da soykırım suçlarıyla anılan Janjaweed milislerinden türedi. O dönem halkı öldüren milisler, bugün iktidar için savaşan bir tarafın resmi gücü olmuş durumda.
Bu savaş, sadece bir toprak mücadelesi değil, siyasal İslam’ın militarist yapısının Sudan toplumunda bıraktığı derin travmanın bir yansıması. Afrika’nın en bereketli topraklarından birinde, Nil Nehri’nin yüzyıllardır suladığı bu medeniyet beşiği topraklarda, artık sadece çatışma, açlık, sürgün ve yıkım konuşuluyor. Sudan'ın son yirmi yılına baktığımızda, medeniyeti imha eden temel unsurun siyasal İslam olduğu açıkça görülüyor.
İslamcı ideolojiyle yoğrulmuş bu savaş baronları, ülkenin siyasi geleceğini ellerinde tutmaya çalışıyor. Uluslararası arabuluculuk süreçleri ise başarısız oldu. Eski Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler elçisi Abdul Mohammed’in sözleri bu noktada aydınlatıcı. "Sudan’ın kaderi taşeronlara bırakılamaz. Sudan halkının iradesi dışında şekillenen her çözüm, geçicidir.”
Sudan’ın trajedisi

