Herkesi kucaklayıcı bir yol ve yöntem


İnsanlara hakkı ve hakikati bildirmek ve Hak’ka giden yollardaki engelleri ortadan kaldırarak gönülleri Allah’la buluşturma, Allah’ı (CC) insanlara tanıtma işini, en başta Allah’ın en sevdiği kulları olan peygamberler yerine getirmişlerdir. Peygamberlerden sonra ise bu iş peygamber varisleri tarafından yerine getirilmiştir:

Peygamberlerin gönderilme gayesi tebliğdir (Hakkı, hakikati bildirmek, haber vermek). Öyleyse bize düşen en mühim ve hayatî vazife de mükellef olduğumuz hususları anlatma, tebliğ etme olacaktır.

Eski ve yeni bu mevzuda aklımıza gelen bütün metot ve usûlleri yeniden gözden geçirip devrimize tatbiki mümkün olan ve neticeye götürücü olduğunu kabul ettiğimiz prensipleri pratiğe dökme en birinci vazifemizdir.

Meseleyi sadece öğretmen, talebe, imam, müezzin, okul ve cami çerçevesine sıkıştırmak da doğru değildir. Belki Allah karşısında mükellef olan herkes usûlü dairesinde hemen her yerde hizmet vermelidir.” (Tebliğ Metodumuz Nasıl Olmalıdır?)

Bu öyle bir görevdir ki, sadece belli şahıslarla ve belli mekanlar ile sınırlı değildir. Her yerde ve herkes tarafından ama şartların gerektirdiği usul ve metotlarla yerine getirilmesi gerekir. Bu iş için birilerinin vazifelendirmesine ihtiyaç yoktur.

Hele içinde bulunduğumuz felaketler ve yıkılışlar çağında tahribat o kadar büyüktür ki, bunların üstesinden gelebilmek için dertli, bilinçli, samimi ve sistemli çalışan hakikat erlerine çok fazla ihtiyaç vardır:

İç içe tahribatların yaşandığı, dinî değerlerin yerle bir edildiği, aynı kıbleye yönelen insanların bile birbirine düşman edildiği oldukça zor bir devirde yaşıyoruz. Kur’ân’ı, Sünnet’i, mukaddesatı koruyan surlar yıkıldı.

Dinle, imanla, Kur’ân’la taban tabana zıt nice şenaat

YAZARIN SON YAZILARI

EN ÇOK OKUNAN HABERLER