SAHABENİN ARKASINDA YERİNİ ALACAK BİR RUH: HACI MUSTAFA SAİD TÜRK

Prof. Dr. Muhittin AKGÜL
Yayınlanma Perşembe, Nisan 3 2025
Bayramlar hem sevinci hem de hüznü içinde barındırır. Sevinirsiniz; bağışlandığınıza inanır, Ramazan ayını hakkını vererek tamamlamanın huzurunu yaşarsınız. Kadir Gecesi’ni idrak edip amel defterinizi hasenatla doldurduğunuzu düşünür, iftar sofralarını dostlarla paylaşmanın sıcaklığını hissedersiniz. Bayram sabahı sevdiklerinizle, büyük sofralarda buluşur, tebessümlerle kucaklaşırsınız.
Ancak bayramın hüzünlü bir yanı da vardır. Ramazan gibi bir dostun vedası, bu dostla yeniden buluşup buluşamayacağınızın belirsizliği, bereketli iftar ve sahurların sona ermesi... Hele bir de bir dostun, bir yakının vefat haberi... İşte o zaman sevinç boğazınızda düğümlenir, bayram hüzne bürünür.
Bu bayramda da sevinç ve hüznü bir arada yaşadık. Bayramın ilk saatlerinde bir dost, abide bir şahsiyet, hayatını eğitime ve hayır işlerine adamış cömert bir kahraman, sevdiği Mevlâ’sına, kılı kırk yararcasına takip ettiği ve meftun olduğu Peygamberine ve her birini kendisine numune-i imtisal edindiği ve sürekli benzemeye çalıştığı sahabilere kavuştu.
Evet, herkes özeldir ama bazı insanlar hayatlarında sergiledikleri istisnai duruşlarıyla, tavırlarıyla ve Sonsuz Kudret’le olan irtibatlarıyla çok daha da özeldir. Bu veda, sıradan bir ölüm haberi değildi. Adaletin terazisinin bozulduğu, idareci kılıklı bazı münafıkların kalplerinin tamamen düğümlendiği, yığınların gözlerinin sûni gündemlerle boyandığı ve insanlıklarının unutturulduğu bir dünyada, ömrü iyilikle geçmiş bir şahsiyetin vedasıydı. Kapısını çalan hiç kimseyi geri çevirmeyen, son yüzyılın Hatem-i Tâilerinden, yetimlerin başını okşayan, fakirin sofrasına gösteriş için değil Alemlerin Rabbinin rızası adına oturan ve onlara ikramda bulunan, misafirine sonuna kadar gönlünü açan, yediği ekmek kadar tebessümü de paylaşmayı bilen bir abide şahsiyetin dünyaya vedasıydı.
Onun ayrılışı, onca yaşına, hastalık
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

