Asıl amacı o sözleşmeyi yırtıp atmak
Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile 10 yılı aşkın süredir devam eden müzakere sürecini durdurmaya yönelik tavsiye kararı aldı. Avrupalı liderler de bu tavsiye kararına uyarak süreci buzdolabına kaldıracaklar.
Cumhuriyet'in hedef seviye olarak koyduğu, belki de 2. Mahmut dönemine kadar uzanan yüzlerce yıllık Avrupa medeniyetine ulaşma macerası kritik ve travmatik bir döneme daha giriyor. AB ülkeleriyle 60 yıldır sürdürülen üyelik macerası ise daha önce Avrupa'yla yaşanan krizlere, savaşlara ek olarak şimdiye kadar yaşanmayan bir faktör devrede: Erdoğan'ın hakaretleri.
Sürekli mitinglerde halka ya da AKP tarafından organize edilmiş kalabalıklara konuşan ve bunları televizyonlarda canlı yayınlatan Erdoğan, hedefe koyduğu kişiyi, kurumu, ülkeyi, hatta kıtayı diplomatik ve asgari nezaket kurallarından uzak ifadelerle hakarete boğuyor. Söz konusu hedefe hiçbir medeni iletişim kurma metoduna gerek duymadan ağır tehditler, hatta kendi uydurduğu lakaplarla itham ediyor.
Ahlaki kriterleri yok sayan Erdoğan'ın bu tarzı Avrupa ile ilişkilerinde de geçerli.
Erdoğan'ın sadece Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz başta olmak üzere Avrupalı siyasetçilere yönelik son günlerde ettiği hakaretlerinden bazıları:
-Ey Başkan sen Türk milletini tanımadın daha. Bu millet oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş bunların peşinde değil. (AP Başkanı'na)
-Şu terbiyesize bak ya 'Yaptırım uygularız' diyor. Senin her yerin yaptırım olsa ne yazar ya? Geç kalıyorsun geç (AP Başkanı'na)
-Toplanmışlar bir kısmı hayır diyor, bir kısmı evet diyorlar. Topunuz dese ne yazar! Kapıkule'ye 50 bin mülteci dayanınca feryat ettiniz. Çok ileri giderseniz o sınır kapısı da açılır, bunu bilesiniz. (AP üyelerine)
Sizce bu ilişki devam ettirilebilir mi?
Bir komşunuz var ve
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

