Rehberler nerede 2

 

İnsanlığa rehberlik eden zirve şahısların vasıflarını anlatmaya devam ediyoruz.

 

Bürokratların rehberliği

 

Nizâmülmülk, Melikşah’a devletin hâkimi olmasına rağmen sultanın huzurunda sert nasihatlerde bulunur: “Sultanın adaleti, memleketin direğidir; adalet yıkılırsa devlet çöker” demekten çekinmezdi (Siyasetnâme, Bölüm 8-10). Böyle söylemekle de “hayırlı bir yardımcı-bürokrat profili”nin nasıl olacağını ortaya koymuş oluyordu.

 

Bu tarihî gerçekleri okuyunca, bugünkü halkın bu yaşananlardan bîhaber birilerine “Başkan, Halife” demeleri karşısında insan taaccüp ediyor. Hakiki bir “insan, bir devlet başkanı” görmeyen halkın kıyas yapabilme imkânı da olmuyor tabii ki. Halbuki bu semavî insanlar nerede, bu reis, başkan, halife denilen kişiler nerede? Eskiler “Eyne’s-serâ mine’s-Süreyyâ – Nerede yer, nerede Süreyyâ yıldızı” derlerdi aradaki farkı anlatmak için.

 

Âlimlerin dik duruş ve rehberlikleri

 

Dini bilen âlimlere de halka zulmeden yöneticileri uyarma, rehberlik yapma konusunda büyük görevler düşmektedir. Bizim dünyamızdaki gerçek âlimler idarecileri hep uyarmış, onlar da ulemaya karşı saygı ve hürmetle mukabelede bulunmuşlardır. Kanuni’nin bazı ağır vergiler koymak istediği dönemde Ebüssuûd Efendi’nin şöyle dediği nakledilir:

 

Zulüm ile âbâd olunmaz padişahım.

Halkın âhı arşa çıkar, devleti yıkar

(Çağatay Uluçay, Osmanlı Padişahları).

 

Yavuz Selim çok sert mizaçlı bir padişah olmasına rağmen Zenbilli Ali Efendi onun kararlarını sorgulamış, gerektiğinde reddetmiştir. Yavuz’un hiddetlendiği bir anda Zenbilli’nin şöyle dediği rivayet edilir: “Hüküm Allah’ındır padişahım. Ben yanlış olana fetva vermem” (Kâtip Çelebi, Süllemü’l-Vusûl).

 

İslam büyükleri yaşadıkları dönemlerdeki idarec

YAZARIN SON YAZILARI

EN ÇOK OKUNAN HABERLER