İki çirkin teklif ve Meryem
Bugünkü hikayemizin baş kahramanı Meryem bir gazeteci.
Eşi ile birlikte gençliklerinin baharında kötü olaylar silsilesi yaşıyor. Evlilikleri de 15 Temmuz öncesi süreçte gerçekleşiyor.
Maalesef ki hep olayların kenarından-köşesinden bir şekilde nasipleniyorlar. Ne olursa olsun partizan ailelerini karşılarına almaya kıyamayıp, bir şekilde ikna edip güzel bir yuva kuruyorlar.
Ta ki, 15 Temmuz gecesinden sonra hiç hesap etmedikleri bir dönemde buluyorlar kendilerini.
Bu tiyatroyu gerçek sanan ailelerine karşı kırılıyor, yaşadıkları bu iftira, hakaret ve yalanlar karşısında bir müddet suskunluk kararı alıyorlar.
Büyük bir inatla partizanlık yapan ailelerine karşı haklılıklarını ve suçsuzluklarını bir türlü izah edemiyorlar.
Daha ne olduğunu anlayamadan çalıştıkları kuruma haramiler kendi maşalarını yani kayyumları görevlendiriyorlar.
Kurumlarını gasp eden kayyumların arasında Meryem'in babasının bir arkadaşı da yer alıyor ve Meryem'e çirkin bir teklifte bulunuyor:
"Artık burası bizim. Ben senin babanı bilir, tanırım. Gel burada bizim ile çalış.”
Meryem, belki daha önce aldığı maaşının ve bulunduğu konumun daha fazlası teklif edilecekken onurlu bir şekilde bunu reddediyor.
Onursuz bir hayat sürmektense, onurlu, çaresiz ve yalnız geleceğini seçiyor.
Meryem hem kendi, hem de eşinin ailesinden yükselen itirazlarına karşı, doğru bildiğinden şaşmıyor.
Yani ‘Meryem’ olmanın gereğini yapıyor.
Meryem ve eşi işsiz
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

