Ya benimsin ya toprağın!

Sevgili okuyucularım sizlere son birkaç gündür gündemden düşmeyen ve beni epey rahatsız eden “kefen edebiyatı” üzerine bir yazı hazırlamıştım. 

Mesleğim gereği, yazmaktan daha ziyade okuma ve konuşmayı becerebildiğimi söylemem lazım. Yazmak, hele hele hızlı yazmak benim için kolay bir şey değil. 

Ancak uzun zaman uğraştığım ve karnıma ağrılar giren yazı yazma sürecinin tam sonunda, yani tam yazıyı tamamladığım anda telefonumun ekranına son dakika haberi düştü: Ünlü sunucu Vatan şaşmaz bir otel odasında öldürüldü!

Haberi ilk alan herkes gibi ben de şok oldum. 

Ancak ayrıntılar geldikçe hayret ve şaşkınlığım daha da arttı. 

Sonra nasıl gelişmeler olur bilmiyorum ama ilk haberlere göre Şaşmaz, bir otel odasında kız arkadaşıyla tartıştıktan sonra çıkmak isterken arkasından ateş edilerek öldürülmüş. 

Korkunç olayı daha da korkunçlaştıran bir ayrıntı daha var: Katil sonra kendini de öldürmüş. Yani intihar etmiş. 

Bir kadın, üstelik sevgilisi olduğu söyleniyor. 

Bu tür olaylarda kişisel olarak analiz yapmak doğru ve etik değil.

En azından ben öyle görüyorum. 

Ama Türkiye’nin sevdiği bir sunucunun böyle bir ölümle adının anılması konuyu ele almayı zorunlu kılıyor. 

Biliyorum ülkenin pek çok sıkıntılı konusu var, fakat bu konunun da önemli olduğuna inanıyorum ve meseleyi bir noktaya bağlamak istiyorum. 

Bir şarkı vardır bilir misiniz, “Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar!”

Aslında aşkın hastalıklı

YAZARIN SON YAZILARI

EN ÇOK OKUNAN HABERLER