Kefen: En sevimsiz kostüm!
Elbette bir giysinin sevimsiz olması onu giymeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Kefen de öyle.
Bazı Anadolu insanları yaşlanınca daha hayattayken kefenlerini alırlar ama bu çok rahatsız eder sevenlerini. Yarın öleceği kesin olsa bile bunu düşünmek istemezler. Çünkü kişi sevdiğini kaybetmeyi düşünmez. Kaybetmek üzer insanı.
Ölüm de üzer.
Üzüntüyü hatırlayarak sevincin, mutluluğun tadını çıkarabiliriz.
Böyledir insan psikolojisi çünkü.
En kötü anlarımızda güzel günlerimiz anımsayarak mutlu olmayı deneriz ya da en sıkıntılı anlarımızda gelecek günlerin güzelliği bizi motive eder.
Ölüm ancak hayata ve doğruluğa karşı bizi motive ediyorsa anlamlıdır.
Yoksa ondan siyasi ve ekonomik rant elde ediyorsak, soğuktan da soğuk, çirkinlikten de çirkindir.
Zaten “fistolu kefen” manzaraları da böylesi suiistimal neticelerinde ortaya çıkıyor.
Yanmayan kefen pazarlayan hocaların çağında bir başka sorundan bahsetmek için yaptım bu giriş.
Sanırım çağdaş İslamcılarımızın en büyük sorunlarından biri “lezzetleri ölümü çokça zikrediniz” ve “Her nefis ölümü tadacaktır” gibi kutsal öğütleri yanlış anlama, yanlış yorumlama ve yanlış nakletme problemidir.
Her gördüğümde tüylerimi diken diken eden ancak fazlaca da komik ‘dantelli kefen’ konusuna girmeyeceğim ama Sayın Cumhurbaşkanımızın son olarak gittiği yerlerde durup durup “kefen giymekten’ bahsetmesi dehşet verici.
Bir meseleyi hatırlamakla, onu tale
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

