Nedenler nedir?

Hüseyin Odabaşı
Yayınlanma Pazartesi, Kasım 17 2025
İnsan hakkın talibi, gerçeklerin rağibi ve doğrunun âşığı olunca “neden” ve “nedenler” soru olarak önemli hâle gelir. Biz hakkı ve doğruyu neden, niçin soruları ile bulmaya çalışırız. Neden böyle oldu? Niçin buralara geldik? Neden bu kitap yazıldı? Allah kâinatı niçin yarattı?
Soru anlamaktır. Yaşamın kalitesi anlamlanmasıdır. Her hal, hareket ve davranıştan önce ben bu davranışı “neden yapıyorum” sorusu hayatımızın anlam kalitesini yükseltir. Davranışlarımıza “neden ve niçinin” kattığı değeri hiçbir şey katamaz. Ben bu namazı kılıyorum ama neden kılıyorum? Bu sorunun “niyete” dayanan cevabını bulmadan yapılan ibadetler fasit olabilir batıl olabilir.
Meraklı bir aklın şüpheci bir zekânın ilim ve hikmet yolunda eline verilmiş en keskin kılıç nedenlerdir, niçinlerdir. Tam yerinde ve zamanında “neden” sorusunu soramayan bir aklı hiçbir vasıta ilim sahillerine ulaştıramaz. Sayısız esrarı mahiyetinde saklayan kâinatın kapılarını neden ve niçin anahtarları olmadan açamayız. Yerinde sorulan her soru hikmet kapılarını açan uygun anahtarlar gibidir. Âlimlerin, Ariflerin velilerin ve Bilginlerin ve marifet ehlinin bizinden en bariz farkı, nedenli ve niçinli ufuk açıcı soruları sorabilmeleridir. “Bu elma neden düşüyor?” diye kendine sormasaydı Newton yer çekimi kanunu bulabilir miydi? İnsanlar hasta eden nedir diye merak etmeseydi Akşemseddin Hazretleri, mikropların varlığından bahsedebilir miydi? “Bugün kriz var, öyleyse ne yapmalıyım” diye kendine doğru bir soru soramayan bir tüccarın iki yakasını bir araya getirmesi mümkün olabilir mi? Doğru ve zamanında sorulan her soru hedefi istikametinde havalanan bir ok gibidir.
Fakat eskiden neden sözcüğü kadar ve hatta daha etkili kelimelerimiz de vardı. Fakat “neden” sözcüğü günümüzde biraz yalnız ve garip kaldı. “Nedenin” sebep, saik, amil gibi nüansları vardı bu kelimenin. Fakat artık ned

