Sonsuzluk nasıl bir şeydir?

İnsanın, mahiyetini tam anlamadığı halde, çok arzu ettiği hususların başında ebediyet duygusu gelmektedir. Sonsuzluğu, sınırlı bir akıl ile çözüp derinlemesine onu algılamamızı hiç kimse bizden beklemiyor. Fakat dünyadaki varlığımızın bir yanını oluşturan ruhumuzla, Bâkî’nin (c.c) kendi öz varlığından vermiş olmasıyla, içimizde sadece güçlü bir beka duygusu hissetmekteyiz. Varlığımızın fani olan beden tarafının mevcut haliyle hiç de ebediyete tahammülünün olmadığı aşikâr iken, insanın ebediyete aşık olması, izaha muhtaç bir mesele olarak karşımızda durmaktadır. 

Eski devirlerde, özellikle kral ve kraliçelerin mezarlarında mumyalanmış bulunmalarına ve yanlarına konulan kıymetli malzemelere bakılınca; öldükten sonra bir yerlerde ebedî bir hayatın varlığına inanılarak bu tip hazırlıkların yapıldığı anlaşılmaktadır. Yaşadığımız modern çağda da ilacı henüz bulunamamış hastalıklara yakalanmış insanlardan bazıları, ileriki yıllarda icad edilecek ilaç için yeniden diriltilmek üzere ise, cryonics metodu ile kendi rızalarıyla -196 derecede dondurularak beklemektedir. Bugün ABD’de hayat kurtarma vakıfları aracılığı ile vücutları dondurulan 230 insan, yeniden diriltileceği günü beklemektedirler. Bunun gibi pek çok olay bizlere dün ve bugün, insanların bekâ arzusunda bir gerilemenin olmadığını göstermektedir.

Kadın-erkek herkeste ortak olan duyguların başında gelen ebedî yaşama arzusu, aslında Allah’ın insana lutfettiği çok önemli bir duygudur. Bekâ duygusunun gerçekleşmesini yanlışlıkla fani dünya hayatında aramak ise beyhude bir gayrettir. İbret nazarıyla bakıldığında, dünya kendisinin faniliğini haykırıp durmakta iken, insanın bu fânilik içinde tevehhüm-ü ebediyete kapılması, insan gibi akıllı ve üstün yeteneklere sahip olan bir varlığa hiç de yakışmıyor. Bu bekâ duygusunun, ebedî hayatın yaşanacağı ahiret için verilmiş olduğunu anlamayı, sadece akılla çözüme kavuşturma konusunda her devirde en akıllı insanlar bile

YAZARIN SON YAZILARI

EN ÇOK OKUNAN HABERLER