Sittîn sene Kur'an ile..

1958 senesinin yaz aylarıydı. Henüz beş yaşındaydım. Bundan tam altmış yıl öncesinden söz ediyorum. Ağabeyim ve ablamın daha önce tanıştıkları Kur’an harfleriyle ben ilk defa ciddi olarak karşılaşacaktım. Rahmetli babamın benden önce iki çocuğunu beş yaşında ilkokula başlatmayı becerdiği için, benim ile ilgili de teamülü bozmak istemediği aşikârdı. Onun için önce Kur’an harfleri öğrenilecek, daha sonra latin harflerine sıra gelecekti. Nitekim öyle de oldu. Ailemizde ortanca çocuk olmanın avantajlarını da yaşadım, tabii ki dezavantajlarını da. Beş kardeşin içinde öyle bir yerdeydim ki; benden büyük ablam ve ağabeyim var, benden küçük kardeş ve kız kardeşim var. Ağabeyimin ve ablamın evde derslerine çalışırken sesli okumaları, gayr-i ihtiyari kulağıma giriyor ve oyunun arasında ben de zaman zaman duyduklarımı mırıldanıyormuşum. Elif-ba’yı nerede ise ezbere biliyordum fakat harfleri tanımıyordum. Aynı şekilde rakamları da yüze kadar ezbere okuyordum. Fakat rakamların şeklinden habersizdim.

Şimdiki gençler yadırgayabilirler, hatta bir anlam dahî veremiyebilirler, o gün elimizde bir elif-ba kitabının bulunmayışına. Aslında 1950 sonrasında eskiye oranla dinî matbuat gelişmeye başlamıştı. Fakat yine de ihtiyaca cevap verecek seviyede değildi. Şehirde yaşayanlar bizim gibi köyde yaşayanlara göre dinî kitap bulmada daha şanslı sayılırlardı. Eğer köylerde en kolay bulunması gerekir diye zannedilen bir ev var idiyse o da bizim ev olmalıydı. Çünkü babam, daha önce kaza merkezi olmuş 400 haneli büyük bir yerleşim yeri olan köyümüzde Büyük Cami’nin imamıydı. Onun evinde de yoksa bu elif-ba, başka nerede bulunabilirdi. Neyse ki babam pratik zekasıyla bu sorunu çözdü. El ayası kadar genişlikte ve tutacağı olan bir tahta parçasının üstüne Kur’an harflerini, altına hareke ve med işaretlerini okunacak büyüklükte yazdı.(Bu tahta elif-ba ağabeyimin arşivinde hala muhafaza edilmektedir.)

İlk defa ezbere bildiğim harfleri şekilleri i

YAZARIN SON YAZILARI

EN ÇOK OKUNAN HABERLER