Sensizlik Daha Zormuş Anne

Harun Tokak
Yayınlanma Pazar, Kasım 30 2025
Sensizlik Daha Zormuş Anne
Bir kış günü kutuplara yakın bir eve düşüyor yolumuz.
Safa ve Derya çifti iki sevimli çocuklarıyla kapıda karşılıyorlar bizi.
Kara kış ufukta ağır ağır yükselirken, rüzgâr uzak diyarlardan taşıdığı uğultuyla gecenin sessizliğini yarıyor. Hırçın dalgalar, sanki konuşmayı unutan bir dünyanın dili olmuş, taş duvarlara vurarak içinde birikmiş öfkeyi dışa savuruyor.
Kışın karanlığı yalnızca gökyüzüne değil, evlerin duvarlarına da sinmiş. Denizden kopup gelen her dalga, gecenin içine saklanmış bir çığlık gibi yankılanıyor, sanki kimsenin duyamadığı acıları dile getiriyor.
Yaşadıklarının gölgesi yüzünde hâlâ soğuk bir bıçak çizgisi gibi duran Derya Hanım, “Kötülüğün her türlüsünü gördük.” diyor. ‘’Bu da olmaz, dediğimiz her şey başımıza geldi.”
En çok da çocuklarımdan ayrı kaldığım günler dokundu yüreğime.
Annem beni çok severdi.
’Kızım, derdi, çocuk kalbinde bir anne sevgisiyle gelir dünyaya. Bir anne kokusu arar önce. Bir anne çocuğu doğduğunda onun kokusunu içine çeker. Sonra evladı ondan ne kadar uzakta olursa olsun o kokuyu duyar anne.’
Annem ne kadar haklıymış.
Yavrularımdan ayrı kaldığım zaman anladım bunu.
Annem tarlada çalışırdı. Toprak kokardı, rüzgâr kokardı. Bir gülüşüyle içimde binlerce yıldız yakardı.
Üniversite okumak için ayrıldım anamdan.
Üniversite yıllarımda Hizmet evlerinde kaldım.
Biz o evlere “ışık evler” diyorduk. Kalbimizde ışık yakan evler.
Ev hayatı çok güzeldi.
Ne kadar sade bir evdi! Suntalardan çakılı basit bir iki divan ve onların ortasına serili bir kilim.
Her h
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

