Paris’te Eski Solculardan biriyle diyalog

Gurbet Mektupları
Yayınlanma Pazar, Eylül 29 2019
İskandinavya dönüşü şu an yaşadığım Paris’e adım atar atmaz, kendimi şehrin dışındaki evim yerine kent merkezinde buldum. Çünkü Londra’dan misafirlerim gelecek ve onlara işlerinde eşlik edecektim.
Zor olacaktı bu bana. Zira geceyi Stockholm’un soğuk yollarında, otobüslerde, uçakta geçirmiştim. Yarı uykulu idim anlayacağınız.
Misafirlerimle buluşacağım Paris’teki kuyumcu dostuma vardığımda yanında yaşlı biri bulunuyordu.
Selam faslından sonra fikirsel boyutta bir kaç kelam ettik. muhatabımın kimliği ve hayatını öğrendikçe bir anda bende uyku falan kalmadı.
Çünkü epey sıradışı bir hikayesi vardı.
Bu kişi 1980 ihtilali nedeniyle buralara kaçan ve buralarda ömrünü tüketmiş bir eski solcuydu. Halen de öyle.
Öncelikle bir heykeltraş olduğunu söyleyeyim. 70’li yıllarda Türkiye’de yayınevi işletmiş, sinema yapımcılığı yapmış. Yılmaz Güney’in meşhur Yol filmine yapımcı olmuş. Çirkin Kral’ın hapishaneden yurtdışına kaçırılışında da katkısı olmuş. Ona ölene kadar da Paris’te eşlik etmiş. 'Her daim birlikte idik' dedi.
“İŞKENCELERE RAĞMEN KİMSENİN ADINI VERMEDİM”
1974 tarihinde 19 yaşında iken girdiği cezaevinden 1978 tarihinde çıkmış.
Ben, ''inanılmaz zor bir şey bu yaşadığınız'' deyince, ''yoo ben bu yola çıkarken bunu göze almıştım, mücadele ettiğimiz adamlar yakalandığımızda bunları bizlere yapacaklardı elbet. Bu nedenle, işkence de görsem bunun vaveylasını hiç etmedim'' dedi.
Hatta verilen elektrik dizlerimdeki siyatik rahatsızlığına deva bile oldu, dedi ve güldü...
''İşkencenin dozunu ne kadar attırsalar da kimsenin ismini verip de başkalarını yakmadım'' dedi.
Bu da 4 yıllık mahpusl
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

