‘Son 15 Gün Uyutmuyordu Üstad!’
Üzerimize sağanak sağanak yağan rahmet yağmurunun on beşinci günündeyiz… ‘Ne de çabuk geçti!’ deyip hayretle bakıyoruz geriye… Yudum yudum içimize çektiğimiz bereketli günler hızla geçmiş…
Ramazanın bugünlerini ruhun ve kalbin rehabilitesi adına değerlendirebildiysek ne mutlu bize… Geldi, geçti işte…
Ve… on beş gün daha duruyor önümüzde…
Kadir Gecesi’nin manevi havasını, ruhen, bedenen, hayalen ve aklen tam manasıyla belki yakalayabileceğimiz sayılı günler…
Bu günleri ve geceleri dolu dolu geçirmemiz gerektiğini bizzat yaşamıyla öğütlüyor bize Üstad Bediüzzaman…
"Ramazan'ın on beşinden sonra kendisi yatmazdı, bizi de yatırmazdı. Hatta çok gece kontrol ederdi. Eğer uyurken yakalarsa, bize su döker, uyandırırdı. Bizleri uyumamaya alıştırırdı. Mübarek geceleri ihya ettiğimiz zaman sabah namazını kılar, yatardık." diyor Bayram Yüksel Ağabey…
Hem, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), ashabıyla birlikte tam da bugünlerde Bedir’e doğru yola çıkmış…
Ebu Cehil de orda işte… Bedir’deki fırsatı kaçırmamak için uyumuyor, Kâbe'ye koşuyor… Zalimleri masumlara karşı savaşa teşvik ediyor... Tellâllar çıkararak Mekke sokaklarında bağırtıyor... Eli silâh tutan herkesi kine davet ediyor... Ebu Leheb, gidemeyecek kadar hasta olduğu için yerine ücretle bir kiralık asker gönderiyor…
Çöl, sıcak, Ramazan ayı, Ashab oruçlu ve 150 km'den fazla bir mesafenin aşılması söz konusu… İlerliyoruz onlarla birlikte…
Mikdad bin Esved (r.a) ayağa kalkarak yiğitçe konuşuyor:
“Ey Allâh’ın Rasûlü! Biz, Mûsâ (as)’ın kavmi gibi ‘Sen ve Rabbin gidip sav
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

