Adı Kalmış Dini, Sorunların Kaynağı Görme Yanılgısı
Dinin tamamen ortadan kalktığı bir toplum yaşamında retoriklere, polemiklere boğulan Kur’an, Hadis, geleneksel din eleştirileri.
Ne Ferdi ne ailevi ne sokak ne siyaset ne toplum. Dinin basit bazı ritüelleri dışında esamesi dahi okunmuyor.
Dinin en küçük ahkamları dahi kulaktan dolma malumat ile biliniyor. Çoğu da eksik veya yanlış bilgiler.
Namaz, gusül gibi en temel, en çok tekrarlanan hususlarda dahi durum böyle. Hoş üniversite mezunlarının dahi kitap okumadığı bir ülke değil sanki bu memleket. Yeni din anlayışı veyahut yeni modern fıkıh yazılsa birden okuma merakı saracak sanki nesilleri..
Ne yemede ne içmede ne de gün içerisinde karşılaşılan herhangi bir durumda, dinin, inancın görüşü nedir, aklın ucuna geldiği yok.
Arkadaş diyor. Bizzat şahit oldum. Kıbrıs’ta bir devlet erkanı gezisi. Gazeteci grup bildiğiniz islamcı yazarlar, gazeteciler. Karşılarına bir tavuk piliç restaurantı çıkıyor. Oraları iyi bilen diyor ki, "yalnız buradaki tavuklar Avrupa menşeili." Yani helal sıkıntısı var demek istiyor. Sakalından başörtülüsüne meşhur isimler: “Aman bu kafayla ancak aç kalırsın” diye tepki veriyorlar. Bu basit bir örnek. Bohemi eğlencelerin sınırı kalmamış bir hayatta helal tavuk lüks kaçar sanırım:)
Dinin metinlerde kaldığının sayısız örnekleri var.
Tercihlerde sorunlarda ne Kur’an ne de Hadisler aklın ucundan geçmez. En dindar aileler dahi oğlan, kız mirası Kur’an’a göre yapalım vs. demez.
Alabildiğince materyalizm almış başına gitmiş. Ak sakallı dedelerin dahi evlatlarına dünyada son nasihatleri dünyalıklar üzerine...
Tüm bu tabloya rağmen reformistler ise bir alem...
Onlara göre sorun dinle sarmallı olan yaklaşımlar. Ölü baykuşların öttüğü viranelerden sorunların nedenlerini ç
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

