Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş'ın en zor seçimi
7 Haziran, bir devrin sonu oldu. 13 yıl aradan sonra koalisyon senaryoları gündemde. Meclis’in açılmasıyla birlikte hükümet kurma turları da başlayacak. Sandıktan birinci parti olarak çıkan AKP adına Ahmet Davutoğlu, tek başına iktidarı kaybetseler bile hükümetten olmamak için diğer partilerin kapısını çalacak. Ancak Davutoğlu’nu zorlu bir tur bekliyor.
Davutoğlu yeni hükümeti kurma görüşmelerine başladığında hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli ona çok zor sorular soracak. 17-25 Aralık yolsuzluklarının araştırılması, 4 bakanın yüce divana gönderilip gönderilmemesi, MİT yasasının değiştirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Anayasal çerçevede” kalması gibi onlarca konu gündeme gelecek. AKP’nin özellikle son 4 yılda üzerini ‘tek başına iktidar’ gücüyle örttüğü birçok dosyanın yeniden açılması talep edilecek.
İşte tam noktada AKP ile koalisyon müzakeresine oturan liderlerin zor tercihi de başlamış olacak. Ya Davutoğlu’nun cevabını tam olarak veremediği soruları sineye çekip hükümet ortağı olacaklar ya da muhalefet partisi olarak kalmaya devam edecekler.
Bu şartlarda ittifakın sağlanması halinde muhalefette kalan partiler, AKP’den çok koalisyon ortağı olmayı tercih eden partiyi hedefe oturtacak. Sebebi basit… Mesela muhalefetteki partiler Cumhurbaşkanı’na verilen örtülü ödeneğin kaldırılması, Saray’ın boşaltılıp Erdoğan’ın Çankaya’ya gönderilmesi gibi yasa teklifleri verdiğinde AKP’nin koalisyon ortağı olan partinin tavrı ne olacak?
Suriye’ye silah taşıdığı iddiasıyla durdurulan TIR’ların esrarını araştırmak için Meclis’e verilecek araştırma önergesinde koalisyon ortağı parti hangi pozisyonu alacak?
CHP, MHP ya da HDP… Seçmene verdikleri sözleri yerine getirmek için değişiklik tekliflerine evet mi diyecekler; yoksa hükümette kalmak için AKP’nin kamburlarına ortak mı olacaklar? Her iki seçenekte de koalisyon uzun soluklu olamayacak gibi görünüyor. Bu manzara öyle gösteriyor ki; ortaya çıkacak kaosun faturası ise AKP'ye değil koalisyon ortağına kesilir...
Üstelik ekonomi de iyi sin
Davutoğlu yeni hükümeti kurma görüşmelerine başladığında hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli ona çok zor sorular soracak. 17-25 Aralık yolsuzluklarının araştırılması, 4 bakanın yüce divana gönderilip gönderilmemesi, MİT yasasının değiştirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Anayasal çerçevede” kalması gibi onlarca konu gündeme gelecek. AKP’nin özellikle son 4 yılda üzerini ‘tek başına iktidar’ gücüyle örttüğü birçok dosyanın yeniden açılması talep edilecek.
İşte tam noktada AKP ile koalisyon müzakeresine oturan liderlerin zor tercihi de başlamış olacak. Ya Davutoğlu’nun cevabını tam olarak veremediği soruları sineye çekip hükümet ortağı olacaklar ya da muhalefet partisi olarak kalmaya devam edecekler.
Bu şartlarda ittifakın sağlanması halinde muhalefette kalan partiler, AKP’den çok koalisyon ortağı olmayı tercih eden partiyi hedefe oturtacak. Sebebi basit… Mesela muhalefetteki partiler Cumhurbaşkanı’na verilen örtülü ödeneğin kaldırılması, Saray’ın boşaltılıp Erdoğan’ın Çankaya’ya gönderilmesi gibi yasa teklifleri verdiğinde AKP’nin koalisyon ortağı olan partinin tavrı ne olacak?
Suriye’ye silah taşıdığı iddiasıyla durdurulan TIR’ların esrarını araştırmak için Meclis’e verilecek araştırma önergesinde koalisyon ortağı parti hangi pozisyonu alacak?
CHP, MHP ya da HDP… Seçmene verdikleri sözleri yerine getirmek için değişiklik tekliflerine evet mi diyecekler; yoksa hükümette kalmak için AKP’nin kamburlarına ortak mı olacaklar? Her iki seçenekte de koalisyon uzun soluklu olamayacak gibi görünüyor. Bu manzara öyle gösteriyor ki; ortaya çıkacak kaosun faturası ise AKP'ye değil koalisyon ortağına kesilir...
Üstelik ekonomi de iyi sin
YAZARIN SON YAZILARI
EN ÇOK OKUNAN HABERLER

