KAPTIRMA DAVASI

Cumhuriyet tarihinde egemenlik, belki de hiç bu kadar milletin elinde olmamıştı. Ak Parti yüzde 47’lik oyla halkın yarısını arkasına alırken, çoğunluğu olan siyasi görüşler de meclise vekil göndermeyi başardı. Buraya kadar güzel. Ama… Yıllardır vatandaşın iradesini ipotek altında tutan bazı odaklar, bu durumdan uzun zamandır rahatsız. Çünkü, ipleri son seçimlerden sonra tamamen halka kaptırdılar. Yani; artık istedikleri gibi azınlık oyuyla rektör, savcı ve başkan atayamayacaklar. Devran döndü; kalemi de sözü de vatandaş eline aldı. Peki, sonra ne oldu? Buraya dikkat! İpleri halka kaptıranlar, birçok yola başvurdu. ‘Cumhuriyet pikniklerinden’ nakavt ile mağlup ayrılan ‘benim gibi oluncular'ın, rövanşı şimdi de “Kaptırma Davası” ile almaya uğraştığı iddia ediliyor. Egemenliğini eline alan vatandaş, irticacı yaftasıyla sindirilip tebaalaştırılmaya çalışılırken, bütün bu uğraşın hukuk adına verilmesi de vatandaşın şaşkınlığını artırıyor. Çoğunluğu hazmedemeyenler ‘azlar’, daha da azalacakları korkusuyla şimdi ‘çoğu’ dövme kavgasında. Dikkat edin azınlık değil,azlardan bahsediyorum. Bu yumruk sadece bir partiye kalkmadı. Herkeste halkın egemenliğinin hedef alındığı üzüntüsü var. Peki, halk hiç mi bir şey bilmiyor? Türkiye’de her iki kişiden biri oy verdiği partinin cumhuriyet düşmanı olduğunu anlayacak kadar kör de; acaba halk, kör olduğunu mu farketmiyor? Bu ülkede halkın iradesi hiç mi bir anlam ifade etmiyor? Egemenliği vatandaşa kaptırmanın karın gurultusu artık iyiden iyiye duyuldu. İpleri, Kapatma Davası ile tekrar halktan kapabilecekler mi bilinmez ama; vatandaş Kapatma Davası’nın aslında “ Egemenliği Kaptırma Davası” olduğunu çoktan anladı bile.