Erdoğan'ın Asimetrik Savaşı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın camiaya karşı sürdürdüğü savaş, pek çok açıdan asimetrik özellikler taşıyor. Yöntem, içerik, üslup ve sonuçları itibarıyla bu savaşı mercek altına alalım. 

Siyasi otoritenin devlet aygıtını kullanmak suretiyle, temsil ettiğini öne sürdüğü toplumun bir kesimine yönelik olarak mücadeleye girişmesi başlı başına bir asimetri teşkil ediyor. Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu topluluklarda bunun emsalleri hala hafızalarda. Bugün de çeşitli ülkelerde örneklerini gördüğümüz bu gibi baskılar, söz konusu hareketleri radikal bir çizgiye kaymaya zorluyor. Bu sayede, siyasi otoritenin mücadelesine dolaylı olarak meşruiyet zemini oluşmuş oluyor. Bu bakımdan, camianın karşılaştığı onca baskı ve hukuksuz muameleye rağmen marjinal veya radikal bir noktaya kaymaması bir istisna teşkil ediyor. İleride sosyal bilimcilerin üzerinde durması gereken önemli bir araştırma konusu olacak bu durum, Erdoğan'ın camiayı "silahlı terör örgütü" kapsamına sokma çabalarını yeterince açıklıyor.   

Yaklaşık 1,5 yıldır ortaya dökülenler, her iki tarafın bilançosu arasında da ne ölçüde orantısızlık olduğunu gözler önüne seriyor. Hatırlayın; onca belgelenmiş yolsuzluk ve rüşvet vak'ası karşısında, Erdoğan camiaya karşı savaşının ilk temelini şu kelimeler üzerine bina etmişti: ananas, ceket, beddua. 

Bir kimse habbeyi kubbe yapıyorsa, bilin ki heybesinde kubbe olmadığındandır. Erdoğan camiaya karşı mücadelesinin -kendi deyimiyle- "altyapısı"nı aylar sonra güç bela oluşturmuş olacak ki, neresinden tutulursa dökülen algı operasyonları aradan epey süre geçtikten sonra başlıyor.  

İki tarafın üslubu arasındaki asimetriden bahsetmeye lüzum yok. Toplumun bir kesimini alenen damgalamaya yönelik nefret söylemine karşılık camianın kullandığı nezih ve bütünleştirici üslup, savaşın taraflarının fikri altyapısı hakkında yeterli ipucu veriyor. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlı

YAZARIN SON YAZILARI

EN ÇOK OKUNAN HABERLER